,
Sevgi, saygı güven ve fedakarlıktan sonra evlilik ilişkisini en çok duygulardan biri de kıskançlıktır. Normal sınırlarda olduğunda evlilik ilişkisi için iyi ve kabul edilebilir bir duygudur ve bu koşullarda eşler arsında sahiplenilme duygusunun tatminine hizmet eder. Ancak aşırı vesvese, takıntı, takip sorgulama ve şüphecilik boyutuna gelmişse evlilik ilişkisi için sıkıntılı bir durumdur. Bu noktada bir uzmandan kıskançlık terapisi (evlilik terapisi) hizmeti almanın zamanı gelmiş demektir.
En temel anlamı ile kıskançlık kişinin değer verdiği şeyi kaybetme korkusudur. Bir başka tanımla kıskaçlık, kişinin sevdiği kişiyi kaybetme, başkalarıyla paylaşama karşısında yaşadığı aşırı çaresizlik duygularının yanı sıra öfkeyi de içinde barındıran olumsuz bir duygu durumudur. Kıskaçlık ilişkilerin başında, henüz kökleşmemiş ve dış etkilere açık olduğu dönemde daha fazla olur. Eğer kıskançlık iyi yönetilirse ve paranoyaya varan kıskançlık türü değilse evlilik oturdukça, çift ilişkisi duygusu oluştukça giderek azalarak yerini sevgi ve güvene bırakır. Ancak evlilik ilişkilerinde kıskançlık sorunu iyi yönetilemezse kronik evlilik problemi haline gelebilir.
Birbirlerini seven iki insan arasında kaybetme korkusu ile bir miktar kıskançlık olması sahiplenme ve sahiplenilme ihtiyaçlarının bir dışa vurumcudur ve sorun yaratmaz. Normal sınırları aşan aşırı kıskançlıkta kişi eşini sürekli sorgular, kontrol eder, takip eder ve eşin yaşantısını sınırlandırmaya çalışır. Bunun altında her ne kadar kaybetme korkusu yatsa da takip, sorgulama sınırlandırma eşini kendisinden uzaklaştırır. Eşi sürekli kontrol altında tutma ona güvenmeme bir süre sonra ilişkinin çıkmaza girmesine hatta bitmesine neden olabilir.
Bazı kıskanç eşlerin savunduğu gibi kıskançlık aşırı bir sevgi ve aşkın göstergesi değildir. Olağan bir sevgi ilişkisinde kişi duygularını esnek bir şekilde yöneterek uyumlandırır. Kıskançlıkta ise duygularını yönetemez. Sürekli tepkisel davranışlarda bulunur. Kıskanç kişiler sevilmeye aşırı ihtiyaç duyar. Aşırı sevilme ve sahiplenilme isteği, yetersizlik ve güven eksikliği kıskaçlık duygularını tetikler.
Kıskançlık psikolojisinde kıskançlık duygularına şüphecilik, sorgulama, öfke, kısıtlama isteği gibi davranışların yanı sıra yalnızlık, çaresizlik yetersizlik değersiz hissetme, sevilmediğini düşünme kırgınlık ve öfke duyguları kişinin duygu durumunu istila eder.
Kıskançlığın nedenleri kişinin geçmiş ilişki dinamikleri ,ikili ilişkinin yapısı, ilişkisel travmalar, çocukluk cağı travmaları gibi pek çok nedeni olabilir ve nedenler çiften çifte; kişiden kişiye farklılık gösterir. Kıskançlığın nedenlerine baktığımızda en önemli nedenleri şöyle sıralayabiliriz:
*Kıskançlık duygusunun altındaki en temel nedenlerden biri çift ilişkisinde kişinin üçüncü bir kişiyi tehdit olarak algılayarak sevdiği kişiyi kaybetme korkusudur.
*Kıskançlık aynı zamanda bir tarafıyla da kültürel bir olgudur. Kişi içinde büyüdüğü toplumun ve ailenin kurallarına göre kıskanmayı öğrenir. Kendi ana –babasının evlilik ilişkisi o kişinin karşı cinsle kuracağı ilişkilere model olur. Ebeveynlerinin sevgi, saygı ,merhamet, hürmet fedakarlık ve kıskançlık duygularını öğrenen çocuk, büyüdüğünde gördüğü bu modellere uygun davranacaktır.
*Kıskançlığın temelinde en derinde öz güven eksikliği, değersizlik gibi temeli çocuklukta atılan kırılgan duygular yatar. Bunlardan en önemli olan iki tanesi değersizlik ve sevilmeme şemalarıdır. Böyle bir durumda kişi sevgiyi hak etmediğini ya da kaybedeceğini düşünür. Günlük yaşamda ufak bir engel ya da hatırlatıcı ipucu kişinin bu şemalarını tetikleyebilir.
*Geçmiş ilişkideki incinme ve terkedilme gibi ilişkisel travmalar şu anki ilişkide güvensizlik duygularına neden olabilir. Bu nedenle kıskanç eşin geçmişteki incinme ve terk depresyonlarının çözüme kavuşturulması; şu anki yaşadığı güvensizlik duyguları ile olan bağlantısının kurulması gerekir.
*Kıskançlık çoğu zaman ilişkisel bir sorundur. Bazı evlilik dinamikleri kıskançlığı tetikleyebilir ya da daimi hale getirebilir. Kişi evliliğinde yeterince ilgi sevgi yakınlık görmüyordur. Kıskanılan eş, aşırı işle meşguliyet, hobiler, bir bebek büyütmek ve bir şirket kurmak gibi bütün enerjisini savuracak bir şeyle meşguldür. Gerçekten ilişkisi ile evliliği ile olması gerektiği kadar ilgilenemiyordur.
*Kıskanan eş, sosyal duygusal ve cinsel yönden ilişkide kendisini yetersiz hissediyordur.
*Kıskanılan eş doğal sosyalleşme süreci içinde fark etmeden flörtleşmeyi çağrıştıran tavır ve tutumlar sergiliyordur. İlişkilerinde sınır çizmede sorun yaşıyordur. Bu gibi haller diğer eşin kıskançlığını tetikleyebilir.
Kıskançlık sorunu çift arasında sürekli tartışmalara neden olarak çift arasındaki gerginliği arttırır. Yoğun tartışmalar sağlıklı iletişim kurmalarını engeller. Kıskanç olan kişi devamlı eşini sorgular. Kendisini sevip sevmediğini devamlı test eder.
Düşüncelerini eşine odakladığı için en ufak bir ipucunu sevilmemeye ve değer verilmemeye yorar. Bu aşırı dikkat hali ve negatif duygular öfke patlamalarına neden olur. Kıskanılan partner ilişkide devamlı bir huzursuzluk ve tedirginlik yaşar. Her an bir kavga çıkacağı tedirginliğini yaşamaya başlar. Suçlamaları, sorgulamaları, kendisine güvenilmediği imalarını içine atarak, İçine kapanarak durumu yönetmeye çalışır. İlişkide eşine karşı gücenir. Bütün bu karmaşık duygular eşinden uzaklaşmakla sonuçlanır. Bu kez duygusal uzaklık kıskanan eşi daha da tetikler.
Kıskanç eşin sürekli sorgulamaları, kontrol ve takip etmeleri, eşi kısıtlamalara çalışmaları eşini kendinden daha da uzaklaştır, ilişkinin yaralanmasına hatta bitmesine neden olur. Kıskanç eş eşini devamlı test ederek sinirlendirir. İlişkide devamı çatışmaya neden olur. Eşin içindeki en olumsuz yönleri ortaya çıkararak adeta şüphelerini teyit etmeye çalışır.
Kıskançlık sorunun çözümünde çift terapisinde amaç kişinin kıskançlık duygularının altında yatan temel duygu ve düşüncelere ulaşmaktır. Terapi seanslarında kişiye kıskançlık hissettiği anlarda ki duygu ve düşüncelerini incelemesin ve merceği kendine tutmasında yardımcı olunur. Kıskançlığı tetikleyen duygu ve düşüncelerin farkına vardıktan sonra nereden kaynaklandıkları; mantıklı olup olmadıkları ve evlilik ilişkisine ne yaptıkları araştırılır. Daha uyumsal adaptasyona yönelik alternatif düşünceler oluşturulur. Gerekirse bireysel seanslar düzenlenerek temel güven duygusunun geliştirilmesine yardımcı olunur.
Geçmişe ait ilişkisel travmalar bu günkü ilişkiyi etkileyebilir. Kıskançlık terapisinde kişiler geçmişin travmalarından kaynaklanan yaraları tanıyıp bu günkü ilişkilere bulaştırmamayı öğrenir.
Evlilik ilişkisinde kıskançlık çift ilişkisinin dinamiklerinden kaynaklanıyorsa çift terapisi bağlamında kıskançlık sorununu ele almak çok faydalıdır. Çift terapisinde duygular karşılıklı tartışmaya açılmalı herkesin duygusu ifade bulamalıdır. Terapi ortamı çifte bu güvenli ortamı sağlamalıdır.
Çift terapisi seanslarında kıskançlığın rasyonel ve rasyonel olmayan duygu ve düşünceleri tanımlanarak farkındalık kazanılır. Eşin kıskanç ve kontrol edici davranışları tanımlanarak bunların ilişkideki fonksiyonu ve ilişkilerine nasıl zarar verdiği açıklığa kavuşturulur. Bu sayede kıskanılan eş kıskançlığa zemin hazırlayan yada eşinin kıskançlık duygularını tetikleyen tutum ve davranışları hakkında farkındalık kazanarak kıskançlık sorunu daha esnek bir şekilde yönetme becerileri geliştirir.
Çift ilişkisine yeterince ilgi gösterme, zaman ayırma gibi eksikler varsa bunlar yeniden düzenlenir. Eşler arası iletişim güçlendirilerek yanlış anlaşılmaların önüne geçilir. Doğru iletişim kurma becerileri çift arasındaki bağlantıyı güçlendirerek çifti birbirlerine yaklaştırır ve kıskançlık duygularını azaltır. Aralarındaki gerilimi düşürür. Kıskançlık tedavisinde uygulanan çift terapisinde amaç kıskançlık sorunu çözüme kavuşturmanın yanı sıra kronik bir şekilde seyreden kırıcı ve incitici kıskançlık tartışmalarının bütün evlilik ilişkisini enfekte etmesinin önüne geçmektir.
Shu. Güldane Kavgacı
Aile ve çift terapisti