,
  • Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Evlilik Terapisti Yorumları
Site Haritası

Evlilik Dışı İlişkiler(Aldatma)

Evlilik Dışı İlişkiler(Aldatma)
 Aldatma        Aldatma sevilen birinin başka bir kişiden hoşlanması, başka birisi ile flört etmesi veya beraber olması durumudur. Kişinin mevcut  ilişkisine yönelik bir tehdit söz konusudur. Aldatmanın bir çok şekli vardır. Şekli ne olursa olsun aldatma çifttin ilişkisini derinden etkiler. Eşlerden birinin aldatmaya kayıtsız kalması çok zordur.
        Aldatmanın nedenleri kadınlarda ve erkeklerde biraz farklılık göstermekle birlikte temelde aynı birleştirici örüntüler tarafından şekillenir.
        Genel olarak kadınlar evliliğinde kendini yalnız hissetme, evliliğin monotonlaşması duygusal yakınlığın olmaması, eşi tarafından ihmal edildiği düşüncesi ya da eşinin dışarıda yaşadığı bir ilişkiye misilleme yapmak ve evlilik dışı ilişkinin getireceği maddi imkanlardan yararlanmak vb. nedenlerle evlilik dışı ilişkiye girebilmektedirler.
        Erkekler ise eşleri ile duygusal yakınlık kurmaktan kaçınma başka kadınlarla birlikte olarak güçlerini ve varlıklarını hissetme, evliliklerinde sorun olmasa bile bu tür ilşkiye olumlu bakan düşünce yapısına sahip olma, eş ile iletişim kuramama, egonun tatmin edilmesi,  hiper seksüelite, manik atak, cinsel sorunlar yaşama gibi nedenlerle evlilik dışı ilişkiye girebilmektedir.
        Kişiye özgü olası bu etkenlerin yanında bazı dış etkenlerde doğrudan veya dolaylı olarak sadakatsizliğe zemin hazırlayabilir.
- Eşlerin yakın çevresindeki insanlar nasıl(Ör.evliliğe değer veren arkadaşlara sahip olmak kişinin evliliğine verdiği değeri arttırır. Tersi durumlarda olumsuz yönde etkiler.
-ilşkiye ayrılan zaman ve enerji.
-işe ve hobilere ayrılan zaman.
-Sitresli ve zor yaşantılar.
-Ekonomik güçlük.
-İş kaybı.
-İş değişikliği.
-Yeni bir yere taşınma.
-Aile üyelerinden birinin fiziksel ya da ruhsal sağlığının bozulması.
-Yeni bir bebeğin dünyaya gelmesi.
-Anne veya babanın kaybı.
-Her hangi bir kaza.
-Kayıpların yıl dönümleri.
Bu gibi dış etkenler ilişkileri güçlendirebileceği gibi zayıflatabilirde. Bu nedenle sadakatsizliği anlamaya çalışırken bu dış etkilerde göz önünde bulundurulmalıdır.
        Bu dış etkenlerin yanında bir de aldatmanın altında yatan iç etkenler (eğilimler) vardır. Bunlar:
“-Merak.
-Fetetmenin zevki.
-Tuzakları kurmak.
-Avı gözetmek.
-Onu yakalama düşüncesi.
-Girişimin zorluğu ya da kolaylığı düşüncesi.
-İşin zor gibi görünmesi olgusu(nesne önce kaçar geriler elde edilemez gibi görünür, sonra yine de elin yakalayabileceği yerde olduğu ortaya çıkar.)
-Düş kırıklığına uğrama isteği.
-Kendini beğenmişlik.
-Bir erkeğin hem cinsleri üzerinde yaptığı etkide çapkınlık sanatındaki üstünlüğün belirleyici oluşu.
-Değişik iç güdüler örneğin zevk.
-Karşılama.
-Etkileme.
-Yeni bir bedenin keşfi.
-Kişinin kendi yeni taraflarını tanıma isteği.
-Avın erkeği yeniden canlandırması.
-Sevgi nesnesine biçim verme isteği.
-Öz severlik, kendinin çeşitli yönlerini çılgınca araştırma.
-Her serüvenin kendisinde bir duyguyu bir davranışı zenginleştireceği düşüncesi”(Girroud,1995
)

        Aldatılan kişide, kişiden kişiye değişmekle birlikte belirli süre dikkatini toplayamama, öfke, üzüntü, huzursuzluk, kızgınlık, uykusuzluk unutkanlık, içe kapanma, dalgınlık ağlama isteği, bir süreliğine günlük işlerini yapamama, kendine olan güvenin azalması ve kendini suçlama gibi belirtiler gözlemlenir. Bunların yanı sıra eşi için özel biri olduğu duygusunun kaybı, düşünce ve davranışlarında kontrol kaybı, adalet duygusunun zedelenmesi, kotrol duygusunu kaybı gibi süreçleri yaşar.
        Eğer ilişkiye devam ediyor ve kiriz iyi bir şekilde yönetilmiyorsa ilişkide şüphe ve güvensizlik kök salmaya başlar. Bazı kişiler acı veren bu dönemi atlatamayarak depresyona girebilir. Eşi kontrol etme ve sorgulama davranışı normal sınırların dışına çıkabilir.
        Sadakatsizliği yapan kişi ise şaşkınlık, çaresizlik, belirsizlik, öfke, yalnızlık, suçluluk ve utanç gibi duyguları karışık bir şekilde yaşar.
        Evlilik dışı ilişki yaşandıktan sonra neler olur? Evlilik mutlaka bitmeli midir?
        Aldatmanın açığa çıkması çift arasında uzun yıllar sonucu oluşan güveni onarılmaz bir biçimde yerle bir edebilir. Buna karşılık aldatmanın ortaya çıkmasından sonra çiftlerin ilişkilerini yeniden inşa ederek hiç beklemedikleri kadar birbirlerine yakınlaşıp bağlandıkları da görülür.
        Kesin olan şudur ki evlilik dışı ilişki çift arasında ciddi bir krize yol açar. Ancak böyle bir ilişkinin yaratacağı kriz evlilik ilişkisini yeniden yapılandırma sürecinin bir başlangıçı olarak da ele alınabilir. Bu sadakatsizliğin acısının ve de özellikle anlamının ne kadar iyi anlaşıldığına ve evlilik dışı ilişki öğrenildikten sonra kirizin eşler tarafından ne kadar iyi yönetildiğine de bağlıdır. Sadakatsizlik öncesi eşlerin ilişkisinin niteliği ,sadakatsizliğe uğrayan eşin bunu nasıl algıladığı ve bu konudaki inanç ve düşünceleri sadakatsizliği yapan eşin tutum ve davranışları ve çevresel destek kaynaklarını varlığı aldatmanın yıkıcı etkilerini azaltan önemli değişkenlerdir. Evlilik dışı ilişkinin çiftin şu anki yaşantısında nasıl bir işlev gördüğü önemlidir. Bu noktada aldatılan eşin olumsuz sağlıklı duyguları ile baş etmesi imkansız gibi bir şeydir. Bu nedenle çift öncelikle mevcut ilişkilerine zarar vermemek ve yaşamlarına mesuliyetsiz devam edebilmek için bir evlilik terapisinden yardım almalıdır.
Ben böyle bir krizi yaşayan çiftlere
-Geleceğe yönelik önemli kararları hemen almamalarını
-İlişkiye daha fazla zarar vermekten kaçınmalarını
-Öncelikle yavaş olmalarını (yavaş olun diyorum çünkü acı tüm mantığı körleştirebilir)
-Yaşadıkları duyguların normal olumsuz sağlıklı duygular olduğunu bilmelerini.
-Ve bu duyguların sonsuza kadar orada kalmayacağını geçici olduklarını ve bu anlamda çifttin zamana ihtiyacı olduğunu bilmelerini.
-Yaşamın uzun olduğunun verecekleri kararlarda bundan on, yirmi yıl sonrasını da hesaba katmalarını.
-Mahremiyet ve gizliliği birbirinden ayrı tutmaya çok ama çok özen göstermelerini tavsiye ederim.
        Gizli bir ilişkinin açıklanmasından sonra ortaya çıkan en zor açmazlardan biri temel sınırların nasıl korunacağı meselesidir. Bazı durumlarda güvensizlik ve kuşku çift ilişkisinin içine girip sonsuza kadar orada kalabilir. Çift aldatma krizinin üstesinden gelmeyi başaramadığında mahremiyet ve gizliliği birbirinden ayırma yeteneğini de kaybeder. Aldatılmış eş kuşku ve tedirginlik yaşar. Bu nedenle eşinin her hareketini kollamaya her suskunluğu tehdit olarak algılamaya başlar. İlişkiyi yaşamış olan eş ise güven inşa etmek için aklına gelen her düşünceyi eşine söyler. Bazı çifter boşanır. Bazıları ise kendilerini bir ömür boyu bu krizin içine hapsederler.

        Evlilik dışı ilişkinin açıklanmasından sonra tekrar güven duygusunun oluşması ve kişinin bağışlanması zaman ister. Çünkü aldatılan eş kendini korumak için şühpecilik ve güvensizliği epey bir süre gündemde tutar.
        Evlilik dışı ilişki çifttin gündemine geldiğinde çiftler benimle ilgilenmiyordu, benim ihtiyaçlarımı önemsemiyordu gibi ifadelerle birbirlerini suçlayabilirler. Ancak burada asıl üzerinde durulması gereken nokta bu tür ilişkinin anlamıdır.
“Aldatmada evlilik ilişkisindeki mesafe ve uzaklaşmaya öteki ilişkideki cinsellikten çok gizlilik neden olur. Gizlilik aynı zamanda sevgilinin duygusal açıdan daha fazla baştan çıkarıcı görünmesini sağlar. Bir evlilikte mahremiyet potansiyeli ne olursa olsun kişinin bir şey sakladığı yanılttığı koptuğu, aldattığı bir insana kendini yakın hissetmesi olanaksızdır dolayısı ile aldatılan eş git gide uzaklaştırılmış bir konuma düşer.”
        Paradoksal olarak kişinin gizli bir ilişkiye girmesi o kişinin eşini sevmediği anlamına gelmez. Çünkü kişi ilişkinin yapısı gereği bazı şeyleri eşinden sakladığından eşini sevmediği yanılgısına düşebilir. Aslında burada en büyük yanılgı kişinin kendi kendini kandırmasıdır. Buna inanmayanlar eşine doğruyu gizli ilişkide oldukları kişiye yalan söyleyerek durumu test edebilirler. Kısacası evlilik dışı ilişkide kiminle birlikte olunduğundan çok kime yalan söylendiği önemlidir.
        Davranışlarımız temel değer ve inançlarımızı çiğnediğinde bilinç altımız ve de bedenimiz gerçeği araştırır. Bunun çevirisi aldatmanın eninde sonunda insanı kendi kendisi ile bir hesaplaşmaya sevk edeceğidir.
        Evlilik dışı ilişkinin ardından çiftin duygusal bir yoğunluk yaşaması hemen her zaman beklediğimiz biri durumdur. Bu duygusal yoğunluk kaygı güdümlü bir tepkidir. Kaygı güdümlü bu tepkiler ilişki hakkında berrak bir şekilde düşünmeyi desteklemekten çok engellemeye hizmet eder. Bu aldatmanın acısını sindirme sürecinde üzerinde durulması gereken bir konudur.
        Bir çift hem sadakatsizliği yaşayıp hem de yeni bir güven ortamı oluşturabilir mi? Evet oluşturabilir. Çiftler böyle bir potansiyeli içinde barındırırlar. Bunun için çift kendi ilişkilerini masaya yatırıp kendi ilişkilerinde ne kadar mesafeli olduklarını kabul etmeleri gerekir.
        Bir bakıma herkes ilişkisinin nasıl gittiği konusunda sorumlu sayılır. Ancak çoğu zaman bir eş ne ötekinin doğrudan gizli ilişkisine neden olur ne de bunun olmasını engelleyebilir. Burada önemli olan çiftin gizli ilişkinin açığa vurulmasını daha derin düzeyde doğruyu söyleme ve duygularını dile getirmek için bir sıçrama tahtası olarak kullanabilmeleridir. Bunu yapanlar tekrar bir güven ortamı oluşturabilirler. Böyle bir yakınlaşma ve açılım bir eşin her zaman güçlü dış cazibelere kapılabileceğinin ve bu olmadan önce birbirleri ile paylaşabilecekleri acık bir iletişim ortamı yaratmış olurlar. Ayrıca duygusallık ve cinsellik konusunda dürüstlüğün olanaklı hale geldiği bir ortam yaratmayı başarmış olurlar. Burada birleştirici örüntü aldatılmak konusunda ayrıntılar her iki tarafa ne kadar acı verse de gerçeklere fantezi ve kurgulardan daha rahat katlanılabileceği bilgisinin akılda tutulması gerektiğidir. Ancak bu tepkiler çok nadir olarak gözlenir. Daha doğrusu bir terapist desteği ile başarılabilir.
        Daha sık gözlemlenen ve tipik olan tepki eşi denetlemek, ya da yemin ettirmek güvenmemek, eşin her şeyini cüzdanını, telefonunu, karıştırmak onu takip etmek, şeklinde olan tepkilerdir. Diğer sık gözlemlediğimiz bir tepki aldatılan eşin eşine ilişkisi hakkında soru sormaması ve buna bir son vermesi için ısrar etmesidir.ve bir daha sadakatsizlik yapmayacağına ilişkin tekrar tekrar yemin ettirmesidir. Bir daha olursa aralarındaki her şeyin biteceğine dair tehdit ederek çizgiyi çekmesidir. Bu tür tepkiler çifttin üzerindeki yıkım duygusunu üzerinden atmalarına yardımcı olmaz.
        Tehditler ve vaatler ne sadakatin güvencesi olabilir ne de güveni güçlendirebilir. Bu türden yaptırımlar katılığı ve kesinliği nedeni ile iletişim hatlarını koparmaya ve, kandırmacayı davet etmeye daha çok hizmet eder.

ANLATMAK YA DA ANLATMAMAK
        Aldatmayı itiraf etmenin bedeli açıktır. Sonuçları anında hissedilir. Anlattıktan sonra kişi eşinin ızdırabı, öfkesi, kendi vicdanı ve vicdansızlığı ile yüz yüze gelir. Aradaki yakınlığı enine boyuna gözden geçirip yeniden inşa etme süreci ile uğraşmak zorunda kalır.
        Kişi anlatmakla iki insan arasındaki doğruluk olanaklarını genişletir. Aynı zamanda ilişki içinde daha büyük bir yakınlaşmaya bütünlüğe derinliğe hem kendi kapısını hem de eşinin kapısını açmış olur.
        Evlilik dışı gizli bir ilişkiyi saklamak ilişki içinde güç fark edilse bile bir soğukluk sapma ve duygusal bir sığlık yaratır. Ahlaki ve vicdani sorunları bir tarafa atsak bile başka biri ile yaşanan bir ilişkiyi saklamak ya da itiraf etmek birinci ilişkide olması istenen ya da kişinin katlanacağı mesafe ile yakından ilgilidir. Eğer kişi söyleyemem bu eşime fazlası ile acı çektirir diyorsa bunun çevirisi onun acısı ile öfkesi ile uğraşmak istemiyorumdur. 
        Bazen çiftlerden biri farkında olmadan katlanamayacağı için evlilik dışı ilişkinin açıklanmaması mesajını verebilir. Bu çift arasında söze dökülmüş ya da dökülmemiş sözleşmeye de bağlıdır. Bu ve benzeri durumlarda çifttin doğruyu olduğu gibi bilmek istememeleri son derece anlaşılır ve insani bir şeydir. Her insan belirli bir incinebilirlik  potansiyelini içinde barındırır.
        Bilinen bir gerçek vardır ki sessizliği uzatmak sonuçta gizliliğe hizmet eder. Bu da sessizliği korumak için yalanı ve kandırmayı getirir. Bu söylediklerimiz sadece evlilik dışı ilişki de değil bir ilişkiyi duygusal olarak acı vererek etkileyen diğer konularda da geçerlidir. Kısacası gizlilik iki insan arsında doğruyu söyleme ve bağlantı olanaklarını daraltır.
        Bazen aldatılan eş kınama, alay etme, ve sessizlik şeklinde tepki verebilir. Kişi olayı ilk öğrendiğinde can havliyle terk etmeyi düşünür. Bunu uygulamak son derece güçtür. İnsanı çok zorlar. Eğer durum çok ciddi ise yapılacak şey terk etmektir şeklinde tepki verilebilir. Kişi hızla temiz biçimde, olaysız acımasızca koparmayı düşünebilir.
        İşler uygulamada pek böyle olmaz. Kadınlar annelerinden, anneleri de kendi annelerinden hem gözünü dört açmayı hem de gözlerini kapatmayı bilmek gerektiğini öğrenmişlerdir. Kadınlar ve erkekler az çok iyi niyet ve az çok ta hilekarca her ikisi içinde daha iyi olacağını düşündükleri bir sürece girerler. Bazıları aldatmaya aynen karşılık verir bu kaba bir çözümdür ve hiç işe yaramaz. Yani terk etmek her zaman kolay bir şey değildir. Maddi bakımdan bağımsız bir kadın artı bir silaha sahip olmakla birlikte bu onu acı çekmekten muaf etmez. Yani terk edip etmeme konusunda gelenek ve görenekler, edinilmiş modeller, ekonomik durum ve bunun gibi değişkenler iş başındadır.

Shu. Güldane KAVGACI
Aile ve Evlilik Danışmanı & Cinsel Danışman


KAYNAKCA
1- Giroud,Françoise-Levy,Berband Henri “Erkekler Ve Kadınlar”Can Yayınları,1993.
2- Black,Evan Imber. “Aile Sırları”Boyner Yayınları”1998