,
Aile ve Evlilik Terapisi Size Neler Kazandırır? 1-Evliliğinizde eşinizle birlikte bütün çabalarınıza rağmen halledemediğiniz sizi ve eşinizi rahatsız eden sorunlarınız varsa bir evlilik terapistine başvurmanız çözüm için atacağınız en önemli adım olabilir. 2-Evliliklerinde uyum, ayar ve iletişim sorunu yaşayan çiftlerin konuyu aralarında samimiyetle konuşmak çok önemli bir adımdır. Çoğu zaman çiftler bunu tek başlarına başaramaz. Evlilik ve aile terapileri eşlerin bütün çabalarına rağmen çözüme kavuşturamadıkları sorunlarını ortadan kaldırmak için eşlere yardım amaçlı düzenlemelerdir. 3-Sorunlar çiftlerin yaşamının gündemine oturduğunda çift ilk etapta farkında olmadan evlilik sorunlarını yakın akrabalara ve ailelerine anlatmaya meyillidir. Sorunları her iki eşin kendi ailelerine anlatması sorunun daha da büyümesine hatta bazı durumlarda daimi hale gelmesine neden olur. Aile ortamında herkes duygusal davranarak kendi çocuğunu savunup taraf tutmak zorunda kalır. Tartışmalar ve suçlayıcı konuşmalar sorunları daha da pekiştirir. Çiftlerin tarafsız bir aile ve evlilik terapistine başvurması ve onun rehberliğinde ilerlemesi çok daha sağlıklı bir yoldur. 4-Çiftler aile evlilik terapistine başvurarak tarafsız bir kişinin gözetiminde ilişkilerini, ilişki içindeki pozisyonlarını sorunun meydana gelmesinde ve çözümündeki kendi katkılarını daha net olarak görme olanağını elde ederler. Aile ve evlilik terapisti sizi ve ilişkinizi tarafsız olarak görebilir, sizin de tarafsız görmenizi sağlayabilir. 5-Evlilikte ortaya çıkan çatışmalar uzun süre devam ettiğinde kişilerde duygusal, sosyal sorunlara neden olur. Bir aile terapisti eşlerin sorunları nasıl algıladığını, eşlerden birinin diğerine hangi duygu ve düşüncelerle tepki verdiğini sezip her iki eşe de bu konuda bilgi verir. Terapi süresi boyunca tarafların her birinin davranışlarını ve bu davranışların karşı taraf üzerindeki etkisini anlamalarına ve her ikisinin de ilişki içinde anlaşıldığını sevildiğini ve sayıldığını hissedecekleri daha uyumsal tutum ve davranış geliştirmelerinde onlara rehber olabilir. 6-Bir evlilik ve aile terapisti eşlere evlilikte olan sorunların çiftlerden birinin sorunu değil çiftin ortaklaşa sorunu olduğu ve çözüm için her ikisinin de çabalamasına gereksinim olduğu konusunda çifte ışık tutabilir. 7-Evlilik terapisti çiftlerin birbirlerini daha objektif anlama, gereksiz tartışma, suçlama ve anlaşmazlıklara yol açan yanlış anlama ve yanlış etkileşim kalıplarını kırarak evlilik ilişkisinin daha da kötüye gitmesini önleyebilir. 8-Bir aile ve evlilik terapisti eşlerden yalnızca birinde olan travma, depresyon gibi sorunlarda çalışırken diğer eşin de desteğini alarak problemin en kısa zamanda ortadan kaldırılmasına yönelik diğer eşi de yönlendirebilir. 9- Bir aile ve evlilik terapisti var olan sorunlarınızın çözümünde size rehber olarak size bir takım halinde çok iyi çalışan bir çift olduğunuzu gösterebilir. Bu da sizin ileride evlilik gemisinin çarptığı hayat olaylarında daha dayanıklı ve hazırlıklı olmanızı sağlayarak kılavuzluk yapar. Aile ve Evlilik Terapisi: Sanayi devriminden önce boşanma yasaktı. Evlilik beklentileri buna paralel olarak düşüktü. Evlilik beklentilerinin düşük olması aile istikrarını sağlıyor gibi görünüyordu. Ortaçağın toplumsal ilişkileri ve kurumları bireyin sosyal ve duygusal ihtiyaçlarının çoğunu karşılar ve aileye destek verirdi. Sanayi devrimi ile birlikte bireycilik fikri hızla gelişti ve kabul gördü. Bu bireycilik fikri evlilik ilişkilerine de yansıdı. Sanayi devriminden sonra aileler kendine bel bağlayan kendi içinde kendi taleplerini karşılamaya zorlandı. Bu değişim aile üyeleri arasında sevgi ve şefkat bağlarını artırırken eşler arasındaki ilişkisel beklentilerde de kökten değişimlere neden oldu. Artık eşler arasında romantik aşk ve arkadaşlık kavramları sanayi devriminden sonra bireyin kişisel hazzını gerçekleştirmesi bireysel otonomi ile kişisel gelişim anlarının ailenin tamamının iyiliğinin önüne geçti. Dengenin bu yöne doğru kayması evlilik beklentilerini, eşlerin birbirinden beklentilerini daha da yükseltti. Bu doğrultuda yeni evlilik fikri dünyanın gündemine oturdu. Yeni evlilik fikrinde aile güvenli bir cennet, teselli edilen yer, konfor, iyi yaşam standartları yani kusursuz yaşama olanağını sunan bir mabet. Bu da kaçınılmaz olarak ailelerde ve aile bireylerinde benzer psikolojik ve duygusal taleplere neden oldu. Yirminci yüzyılın kar güdümlü ekonomisi ailedeki baskının daha artmasına yol açtı. Bu beklentiler kadın ve erkeğin kapasitesini aştı. Bu da evliliklerde stresin ve hayal kırıklığının oluşmasına evlilik memnuniyetinin düşmesine yol açtı. Evlilik terapisi ya da çift terapisi çiftin birbiriyle olan etkileşimleri sonucu ortaya çıkan evlilik problemlerinde uygulanır. Aile terapisi ile anne baba ve çocuklarında ya da diğer aile üyelerinde dahil olduğu aile üyeleri etkileşimi sonucu ortaya çıkan problemler karşısında uygulanır. İki kişi arasındaki çift ilişkisi canlıdır. Ona gereken bu önem verilmelidir. Çift terapisinde evlilik ilişkisi yapısal olarak ve içerik olarak iyice incelenir. Bazen çiftler 3-5 yıldır evli ya da birlikte yaşıyor olabilirler. Ama hala çift ilişkisi kurulmamış olabilir. Bu nedenle çift terapisinde çiftin nasıl tanıştıkları ve nasıl evlendiklerinden başlayarak ilişkinin kısa bir geçmişi, ilişkilerinin onları memnun etmeyen tarafları ile memnun eden tarafları, etkileşim kalıpları, evlilik hayalleri, evlilikten beklentileri bugünkü evlilik sorunlarının ne olduğu incelenir ve çözüm yoluna gidilir. Evlilik problemleri karmaşıktır. Bazen kişinin bireysel dinamiklerinden, bazen evlilik beklentilerinin uyuşmamasından, bazen eşlerden birinin ya da her ikisinin arzu ve ihtiyaçlarının karşılanmamasından, bazen orijin aile yaşam deneyimlerinden, aile yaşam krizlerinden( hastalık, ekonomik kayıp, bebeğin doğuşu, kronik hastalık)ama en çok da çift arasındaki etkileşimden ve ilişki içinde arzu ve ihtiyaçlarının karşılanmamasından karşılanır. İlişkide baskın olmak ve boyun eğmek, almak ve vermek denklemleri bir ilişkinin ana bileşenleridir. Tahterevallide sallanmak ancak hareket halindeysek inip çıkıyorsak keyif verir. Eğer ağırlıklar arasında dengesizlik fazlaysa biri hep yukarıda diğeri de aşağıda kalıyorsa artık oyun oynamanın anlamı kalmaz ve oyun kendiliğinden biter. Bir ilişkide eşler kendilerinin duygusal olarak beslenmesine gereksinim duyar. Kısacası bir ilişkide her iki eş zaman zaman belirleyebilmek karşı tarafı ekleyebilirliği hissine sahip olmak ister. Çift ilişkisinde eşler etkilenme ve etkileme rolleri arasında sırası ve zamanı gelince kolayca geçişler yapabilmelidir. Evlilik ilişkisindeki mutluluk vermek ve almak arasındaki dengenin kurulmasına bağlıdır. Bir taraf verdiğinde tekrar dengenin kurulabilmesi için diğer tarafın da vermesi gerekir. Bu şekilde çift ilişkisi karşılıklı alma vermenin yoğunluğuna paralel olarak derinleşecektir. Eşlerden biri vermeyi ya da almayı reddettiğinde ilişkinin dengesi bozulacaktır. Shu. Güldane KAVGACI Aile ve Evlilik Terapisti& Cinsel Terapist |
498 kez okundu
|