,
  • Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Evlilik Terapisti Yorumları
Site Haritası

Cocuk Ergen Terapisi

Çocuk ve Ergen Terapisi

İlk Çocukluk Dönemi Çocuk ve Ergen Terapisi

 
       Çocukluk dönemi yaşantımız bizim gelecekteki kişiler arası ilişkilerimizi, kendimize olan öz güvenimizi,  kişilik  yapılanmamızı  kısacası yaşam karşısında nasıl bir pozisyonda olacağımızı belirleyen en önemli, en temel yaşam biçimidir. 
        Bir çocuğun gelecekteki yaşamını sırasıyla  en çok 0-1 yaş ondan sonra 0-3 yaş, 0-6 yaş ve 0-12 yaşarasındaki yaşam dilimi belirler. 
        0-1   Yaş arası bebeklik yaşantısı çok önemlidir. Kişinin temel güveni bu dönemde atılır. 
        İnsan canlısı doğumundan ölümüne kadar duygusal ,sosyal ve ruhsal olarak büyümeye devam etmekle birlikte en hızlı büyüme temel çocukluk döneminde gerçekleşir. Çocuğun gelişim basamaklarındaki bir sorun ondan sonraki basamakları etkilemekle birlikte aynı zamanda çocuğun doğası daima gelişmeye ve iyiye yönelik olarak programlanmıştır. Bunun anlamı  çocuğun gelişim basamaklarında sorun ne olursa olsun çocuğun doğasına uygun bir yaklaşımla yaklaşılır ve gerekli önlemler alınırsa çocuk daima bu eksikliğini kapatarak bir ileriki gelişim basamağına ilerleme potansiyelini içinde barındırır. 
        Çocukluk çağında  çocuk ve ebeveyn arasındaki etkileşimler bir kişinin yaşam döngüsünün merkezini oluşturur. Çocuk ebeveyn arasında oluşan ilk bağlanma temel ve en önemli bağlanma olup kişinin ileriki yaşamını belirleyen  temel örüntüdür. Bu bağlanmalar sadece kişinin bebeklik , ilk çocukluk ya da okul döneminde değil ergenlik döneminde de devam eder. Ancak merkez daima bebeklik dönemindeki bağlanmanın niteliğidir. 
        Bu yakın bağlanmalarla kişi manevi güç  , duyarlılık, yaşamdan zevk alma ve aynı şekilde başkalarına da güç verme , yaşamdan zevk almalarını sağlama yetilerini geliştirir. 
        İnsan gelişiminin ilk çocukluk dönemi gerçekten harikuladedir. Bebeklik dönemi ilk yıllar annenin koruyucu kanatlar altında güzel bir yaşama hazırlamalıdır. Çocuğun yeteneklerinin gelişimi en başta annelere ve babalara bağlıdır. Çocuğun ilk yıllardaki gelişimi bakmasını bilen göz için gerçekten mucizevidir. Bu mucizevi gelişim  bunu dikkate alan anne ve babaların bebeğe yaklaşımı tarafından belirlenir. Bu evrede sağlıklı bağlanma olmazsa bir çok problemin doğmasına neden olabileceği gibi  çocuğun içinde olan bir çok güç gerçek potansiyellerine ulaşamadan kalır. 
        İnsan yavrusundaki bir çok potansiyelin yeşerip gelişebilmesi için saklı olan bilgileri açığa çıkaracak  koruyucu bir psikososyal ortama ihtiyaç olduğu yapılan bir çok araştırma ile ispatlanmıştır. Çocuğun ilk benlik gelişimi ve benlik hissi ebeveynlerinin ona tuttuğu ayna sayesinde yeşerip yetişir. 
        Yetişkinlerin çocukların dünyasını ve sıkıntılarını anlayıp yardımcı olabilmeleri için çocukluk çağının temel özelliklerini bilmesi gerekir. Çocuklar belli yaşa kadar isteklerini engelleyemezler. Engellemeye dayanma kapasiteleri yoktur. İstedikleri ve düşündüklerini saklamazlar. Belli bir yaşa kadar diğer nesneleri canlı olarak algılarlar. Yine kendi düşündükleri şeyleri fantezi ve hayalleri gerçek olarak konumlandırırlar. Acıları ve sevinçlerini direkt olarak belli ederler. Dünyanın merkezinde kendini görürler. Bu nedenle etrafında olup biten şeylerden kendini suçlama eğilimindedirler. Bebekler hilesiz ve rol yapman davranırlar. Yani ihtiyaçlarının  neyin ortaya çıkardığını gizlemeye ihtiyaçları yoktur. Ancak dil ve sembollerin öğrenilmesi aşamasından sonra bilişsel gelişimleri bir şeyler saklamaya  ve gizlemeye izin verir. Bilişsel gelişimleri iç dünyalarındaki duygusal sosyal sıkıntıları yetişkinler gibi dillendirmeye yetecek kadar gelişmediği için sıkıntılarını tırnak yeme, alt ıslatma konuşma bozukluğu gibi davranışlarla dışarı vururlar. 
        Okul öncesi dönemde en sık karşılaşılan çocukluk çağı problemleri , çocukluk çağı problemleri ,gelişimsel problemler, uyku ve yeme problemleri , çıkarma problemleri (alt ıstlatma ve kaka kaçırma) tamamen ebeveynlerin kusurlarından kaynaklanan çocuk ihmali ve çocuk istismarıdır. 

Orta Çocukluk Dönemi 
        Orta çocukluk dediğimiz okul çağı dönemi 6-12 yaş arasını kapsar. Bu dönem ilk çocukluk yada ergenlik dönemine göre daha sessiz sakin ve düzenli  bir havanın estiği dönemdir.  Bu dönemde bir çok gizemin keşfedildiği ve sihirin her şeyi değiştirebildiği kendine özgü bir dönemdir.
        Orta çocukluk dönemi çocuğun sosyalleşmeye adım attığı bilişsel gelişiminin hızla devam ettiği öğrenme ve yeni yetenekler geliştirmeye çocuğun odaklandığı bir dönemdir. Çocuklar ebeveynlerin olmadığı kendi dünyalarını yavaş yavaş geliştirmeye başlarlar. İlk mahremiyet ihtiyaçları gelişmeye başlar. Bu yaş çocuğu bilinmeyeni araştırma ve öğrenme ihtiyacı içindedir. Dünyalarını evlerinin içinde bulundukları topluluğun dışına taşımak için uğraştıklarından tarzan ve süpermen gibi kahramanlara bayılırlar. 
        Altı ile on iki yaşları arasındaki çocuklar kendilerini diğerleri  ile karşılaştırma ve eksik yönlerini görme yeteneğine sahiptir. Bu yaş grubundaki çocuklar kendilerinin ve diğer çocukların popülaritesi üzerinde karşılaştırmada bulunur. Kendi ihtiyaçları ile grubun ihtiyaçları arasında denge kurma sıkıntısı ile de uğraşırlar. Bu yaş grubundaki çocuklar sıkıntılarını kelimeler yerine bedenleri ile bildirmeye başlayabilirler. Duygusal sorunlarını bedensel sıkıntılar arkasında saklayabilir. 
        Orta çocukluk döneminde aile ortamı hala çocuklarının yaşamlarının ruhsal ve sosyal sağlıklarının biçimlendirmesinde  sağlam temeller oluşturmayı sürdürür. Bu dönem aile değerlendirmesi ve müdahelesi için en mükemmel dönemdir. Çocuğun ailesine bağımlılığı ve derinden bağlılığı hala sürmektedir.  Çocukların çoğu bu dönemde ebeveynlerini idealize eder ve onların çok güçlü olduğunu düşünür.      

Ergenlik Dönemi

      Ergenlik dönemindeki duygusal hava kuvvetli, bir rüzgar da deniz ortasında  çok da sağlam kürekleri olmayan tekneyi idare etmeye benzer. Ergenlikte  çocuk fiziksel , duygusal ve sosyal olarak bir baskı altındadır. Bu baskının nedeni kısmen fiziksel, hormonal ve duygusal değişimlere uyum sağlama çabasında kısmen de sosyal çevre ile yeniden bir uyum sağlama zorunluluğundan kaynaklanır. Ergen iç dünyası ve dış dünyası arasında bir denge kurma uğraşısı içindedir. Bu dengeyi kurabilmek için aileden bir parça uzaklaşmaya ve yaşıtlarına doğru yaklaşmaya ihtiyaç duyar. Kişi ergenliğe kendi başına yalnız bir yolculuk yapma gereksinimi içindedir. Ergen kendini ve dünyayı yeniden anlamlandırmaya çalışır. Ergenlik yetişkinlik ve çocuk arasında bir geçiş dönemidir. Ergenlik dönemindeki birey kendini ve dünyayı fiziksel, bilişsel, sosyal ve duygusal yönden yeniden anlamlandırmaya çalışır. Aileden bağımsız olmaya çalışırken bir taraftan hala ailenin yön vermesine ve hepsinden önemlisi desteğine ihtiyaç duyar. Ergenlik döneminde arkadaş gurupları çocuğun kimlik ve kişilik gelişimi için çok önemliyken aynı zamanda suça bulaşma, madde bağımlılığı, cinsel yönelim, okul sorunları gibi problemlerin ortaya çıkmasına da neden olur. Bu yaş grubundaki çocuklar davranış ve uyum sorunları açısından risk altındadır. 
 
Shu. Güldane KAVGACI
Aile ve Evlilik Terapisti & Cinsel Terapist