,
Vajinismus hem çiftin evlilik ilişkilerini hem de çiftin ebeveynlerini etkiler. Çünkü evlilik birliğini tehdit edici olarak algılanır ve çiftin bebek sahibi olmalarını engeller.
İlk cinsel deneyim başarısızlıkla sonuçlandığında çift bunu düğün yorgunluğuna yorar ve balayında olur diye düşünürler balayı hayalleri kurmaya başlarlar ancak balayında da aynı şey olur. Cinsel ilişki gerçekleşmez. Bu seferde evimize gidince daha rahat oluruz diye diye düşünürler denerler ancak yine cinsel ilişki gerçekleşmez. Bu kez çift şaşırır, karışık duygular yaşamaya başlar ve giderek bir sorunla karşı karşıya olduklarını anlarlar. Her denemenin başarısızlıkla sonuçlanması giderek umutlarını ve cesaretlerini kırar, zaman geçtikçe öz güvenleri sarsılmaya ve başaramama korkusunu yaşamaya başlarlar.
Kadın cinsel birleşmede acı duyacağı, kanama olacağı ya da kötü bir şeyler olacağı korkularına ilaveten başarısız birleşme girişimlerinden sonra suçluluk, yetersiz hissetme, aşağılanma ve ümitsizlik duygularına kapılabilir. Giderek işe yaramazlık ve yetersizlik duygularını derinden deneyimlemeye başlar.
Kadın eşi kaybetme korkusu, eşin kendini aldatabileceği düşüncesi, hatta sorunun uzun süre devam etmesi halinde evliliğini kaybedeceği korkusu yaşamaya başlayabilir.
Kadın kendi içinde bu sorunlarla boğuşurken erkek eşte bundan nasibini alır. Erkek eş kendisinin istenmediğini, reddedildiğini, sevilmediğini düşünerek eşe öfke duyabilir. Kendi içinde bu sorun sürekli bir anlam bulma çabası içerisindedir. Eşinin fiziksel bir rahatsızlığı olduğunu ya da kendisinin yanlış bir şeyler yaptığını ya da tekrar yanlış yapma korkusu yaşayabilir Hatta bazı vajinismus kocalarının kafası öylesine karışır ki kendisinde bir problem olduğunu düşünerek bir üroloğa gider. Bu kafa karışıklığının etkisi ile ne yazık ki alkolle deneme lokal anesteziler kullanma gibi yanlış vajinismus tedavilerine yönelerek vakit kaybedenler olur.
Bu karmaşa içinde çift huzursuzlanmaya başlar ve dolayısıyla cinselliğe karşı ilgileri giderek azalma eğilimine girer. Ve evlilik ilişkileri de bozulmaya başlar. Evin içinde herkes havadan nem kapar bir konuma gelir. Birbirlerine karşı hoşgörü ve anlayışları zayıflar.
Bazı vajinismus çiftleri sorunu hiç konuşmazlar. Sanki böyle bir sorun yokmuş gibi hayatlarına devam ederler. Ancak hayatlarında bir eksiklik olduğunu her iki eşte pek ala bilir ve bunun burukluğunu kendi içinde yaşar. Çoğu çiftte koca kadının problemin çözümü için atılımda bulunmasını tedavi arayışı için bir girişimde bulunmasını bekler. Ancak işin en ilginç yanı kadın da kendi içinde kocadan bu problemin çözümü için bir destek ve yardım bekler. Ancak kocadan bu destek bir türlü gelmeyince daha da üzülür ve kendi içine kapanır. Kocanın bunu umursamadığını hatta kendisini pek de istemediğini bile düşünmeye başlayabilir. Aynı şekilde adam da eşinin kendisini istemediğini ve çözüm konusunda pek de istekli olmadığını düşünür.
Bazen çift böyle bir problemin başlarına gelmesini kabul edemez. Neden benim başıma geldi? diye sürekli sorgular. Kabullenmeleri zaman alır. Erkek kadını kadında erkeği suçlar. Her biri sorunun diğerinden kaynaklandığını düşünür.
Diğer bir gurup çiftte vajinismusa inat eder gibi daha da bir birlerine yaklaşıp yaşadıkları bu sorunun evlilik ilişkilerini olumsuz yönde etkilemesine hiç izin vermezler. Böylece ileriye yönelik ortak kararlar alırlar.
Çiftin ailelerinin bu durumu bilmesi durumu daha da karmaşık bir hale getirir. Ne yazık ki halen kültürümüzde ilk geceye ait çarşaf beklentileri vardır. Ayrıca yakın akraba, arkadaş çevrelerinden çocuğunuz olmuyor mu? ya da ne zaman olacak? beklentileri çifti daha da izole bir hayat yaşamaya mahkum eder. Ailelerde baskı, sürekli sorgulama gündemdedir. Genellikle kadının ailesi erkeği, erkeğin ailesi kadını suçlar. Ailelerden biri evliliğin bitirilmesi gerektiği yönünde görüş bildirebilir. Ya da her iki eşin ailesi gidilecek yer alınacak tedavi konusunda çifti sıkboğaz edebilir Sanki çiftin sorunları kendine yetmiyormuş gibi birde aileleri ile uğraşmak zorunda kalırlar
İlk cinsel ilişki deneyiminin başarısızlıkla sonuçlanması genellikle yorgunluğa, düğün stresine ve gerginliğine bağlanır. Bir sorun olarak algılanmaz. Ancak her denemenin başarısızlıkla sonuçlanması çiftleri bir sorunla karşı karşıya oldukları ile yüz yüze getirir.
Vajinismus bir çiftin evlilik ilişkisinin gündemine bir kez oturduktan sonra çiftin mahremiyet sınırlarını zorlamaya başlar. Bu konuyu aile büyüklerine açma ya da saklama konusunda bir gidip gelme ve dolayısı ile gerilim yaşarlar. Diğer taraftan bu konu çiftin mahremiyet sınırlarında kalması gereken bir konudur. Bazı çiftler tepkisel olarak aile üyelerinden birine bu konuyu açarken diğer bir grup çift her şey yolundaymış gibi bir yaşam sürdürmek zorunda kalırlar. Ancak evliliklerinde/ilişkilerinde bir şeylerin eksik olduğu düşüncesi içlerini kemirir.
Her başarısız cinsel ilişki deneyiminden sonra çiftin morali daha da bozulur. Bazıları bu yüzden sürekli tartışırken diğer bir gurup çift bu konuyu hiç dile getirmez. Her bir eş bunu kendi içinde yaşamaya başlar. Zaman geçtikçe cinsel ilişki denemelerinin arası açılmaya başlar. Bunun arkasından denemeler tamamen kesilebilir. Artık her denemelerinin sonunda neyle karşılaşacaklarını deneyimlemişlerdir. Belli bir aşamadan sonra bu sorunun hiç çözülmeyeceğine bile inanmaya başlarlar.
Bütün bunların sonucunda çift üyelerinden birinde ya da her ikisinde cinsel ilgi ve isteklerinde azalma, erkekte sertleşme ve erken boşalma görülebilir. Birbirlerine uygun olmadıklarını düşünebilirler.
İlk başlarda bazı vajinismus kocaları sorunun çözümünü eşinden bekler. Daha doğrusu eşinin kafasında halledebileceği bir problem olarak görür. Çözüm olmadıkça eşine gücenmeye başlar. Ancak zaman geçtikçe bunun eşinin elinde olamadığını fark eder ve bu aşamadan sonra tedavi arayışlarına girişir. İlk başlarda kocanın sorunun doğasını anlayamamasından kaynaklanan bu tutumu kadını gücendirir ve üzer, anlaşılmadığını hisseder ve daha da içine kapanabilir.
Diğer bir gurup erkek eşini daha da üzmemek için her şey yolundaymış gibi davranır. Hatta bazı kocalar tedavi sürecinde daha da utanacağını düşünerek adeta eşini koruyan bir tavır sergileyerek işi zamana bırakmanın en iyi yol olduğunu düşünürler. Bu yaklaşım zaman kaybetmelerine neden olduğu gibi çifttin problem yokmuş gibi davranmalarına hizmet eder. Sonuçta bu durum aralarında konuşamadıkları önemli bir problem olduğu için bir birbirlerine yönelik duygu geçişini yavaşlatabilir veya engelleyebilir.
Vajinismus uzun süre devam ederse evlilik problemlerine yol açabilir. Çiftin evlilik duygusu çift olama duygusu geliştirmelerini zora sokar. Eğer kriz iyi yönetilmezse ailelerde bu işe müdahil olursa bazen boşanmaya kadar varabilir
Diğer taraftan evliliklerde bir evlilik güveni, ilişki duygusu çift için ne kadar önemliyse, çift arasında aynı derecede önemli olan cinsel güven duygusu diye bir şey de vardır. Cinsel güven duygusu bir çift ilişkisinin sağlıklı yürütülebilmesi için en az evlilikte ki güven duygusu kadar önemlidir.
Vajinismus (cinsel ilişkiye girememe) sorunu yaşayan çiftlerde ne yazık ki cinsel güven duygusunun gelişmesi zora girer. Bu nedenle vajinismus terapisi çiftin cinsel güven duygularının gelişmesi için aynı zamanda çok önemli bir fırsattır.
Vajinismus çözümsüz değildir. Vajinismus konuya hakim deneyimli bir cinsel terapist rehberliğinde cinsel terapi ile kesinlikle çözülebilen bir kadın cinsel fonksiyon bozukluğudur. Çiftlere sorunu açıkça konuşmalarını birbirlerinin duygularını anlamaya çalışmalarını ve sorunun çözümü için birbirlerini desteleyerek ileriye yönelik kararlar almalarını, üzülmemelerini, ilişkilerini hırpalamamalarını vajinismusun tedavisi olduğunu bilmelerini özellikle belirtmek isterim.
Çift vajinismus sorunu yaşarken ne kadar zorlanmış olursa olsun vajinismus terapisi sonucunda çiftlerden “biz asıl şimdi evlendik “ demelerini duymak ve çiftin gözlerindeki o pırıltıyı görmek bir cinsel terapist için değeri dünyada hiçbir şey ile ölçülemeyecek kadar kıymetli, son derece ödüllendirici ve keyif vericidir.
Shu.Güldane KAVGACI
Aile ve Evlilik Terapist & Cinsel Terapist